Oyunun Tanımı ve Önemi
Oyun, tek bir tanımla sınırlanamayacak kadar geniş ve hayatımızın her anında karşımıza çıkan bir kavram! Çocukken oynadığımız oyunlar, yetişkinlikte bile en güzel anılarımız arasında yer alır. Türk Dil Kurumu, oyunu “yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence” olarak tanımlar.
Tarih Boyunca Oyunun Rolü
Oyunun önemini anlamak için tarih boyunca birçok ünlü filozof ve düşünürün görüşlerine göz atabiliriz. Platon, oyunu taklit ve hayal gücünün gelişmesinde önemli bir araç olarak görürken; Aristo, oyunun ahlaki ve zihinsel gelişimi teşvik ettiğini savunmuş. Friedrich Schiller, oyunu estetik deneyim ve özgürlük duygusu sağlayarak insan ruhunun gelişmesine katkıda bulunan bir faaliyet olarak değerlendirmiş. John Dewey ise, oyunu deneyim ve öğrenme için bir fırsat olarak görmüş ve çocukların oyun yoluyla dünyayı keşfedebileceğini savunmuş. Jean Piaget, oyunu bilişsel gelişimin önemli bir aşaması olarak görmüş ve çocukların mantıksal düşünme, problem çözme ve soyut kavramları anlama becerilerini geliştirdiğini söylemiş. Lev Vygotsky ise oyunu, sosyal ve kültürel gelişmenin önemli bir aracı olarak görmüş; çocukların oyun yoluyla başkalarıyla iletişim kurmayı, kurallara uymayı ve rolleri üstlenmeyi öğrendiğini belirtmiş. Montessori ise oyunu, çocuğun en önemli işi olarak tanımlar.
Çocuk Hakları ve Oyun
Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde de oyunun yeri oldukça önemli! Sözleşmenin 31. maddesi şöyle der: “Taraf devletler, çocuğun dinlenme, boş zamanı değerlendirme, oynama ve yaşına uygun eğlence etkinliklerinde bulunma, kültürel ve sanatsal yaşama serbestçe katılma hakkı sunar.” Bu madde, oyunun çocuklar için temel bir hak olduğunu açıkça ifade eder.
Oyun ve Yetişkinler
Nobel ödüllü İrlandalı yazar George Bernard Shaw, “Yaşlandığımız için oyun oynamayı bırakmayız; oyun oynamayı bıraktığımız için yaşlanırız.” demiştir. Oyun, sadece çocuklar için değil, her yaştan insan için faydalıdır. Beyin fonksiyonlarını geliştirir, sinir hücrelerinin ve sinirsel bağlantıların gelişmesine katkıda bulunur. Satranç oynamak, bulmacalar çözmek gibi beyni zorlayan oyunlar, hafıza problemlerini önlemeye ve beyin fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Türkiye’de Oyun Oynama Günü
Türkiye’de Dünya Oyun Oynama Günü ilk kez 28 Mayıs 2010 tarihinde Dr. Işık Kamaraj tarafından düzenlenen etkinlik ile Marmara Üniversitesi'nde kutlandı. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Okul Öncesi Öğretmenliği Anabilim Dalı ev sahipliğinde başlayan bu etkinlik, Dr. Işık Kamaraj'ın koordinatörlüğünde 14 yıldır devam ediyor.
Oyun: Eğlenceden Fazlası