Sonra uzaylı olduğunu tahmin ettiğim birilerinin resmi vardı. İnsanlara hem benziyor hem de benzemiyor gibi canlı varlıklar. Onu da geçtik ve… vaaay… çoğunuzun bildiği bir tablo var şimdi karşımda. Gerçekten çok güzel. Mona Lisa. Leonardo da Vinci’nin harika eseri. Görmenizi isterdim… Muku’ya baktım. Onun ilgilendiği yok. Yanındaki bir resme dikmiş bakışlarını. Benim de sanat bilmişliğim tuttu. Parmağımı Mona Lisa’ya doğrultup gösteriyorum. “Bu resme iyi bak… Bu çok önemli…” Veledin de inadı tuttu. Yanındaki resme takıldı. Ne var kardeşim o resimde. O önemli değil. Bir kızın resmi. Evet, bakıyorum… NEEE??? Dilim tutuldu, konuşamadım. Gözlerim karardı, göremedim. Şu anda karşımda, Mona Lisa’nın yanında Burcu duruyor. Bu nasıl bir şey? Kim yapmış kardeşim? Ne zaman yapmış? Gözümü gözlerinden alamıyorum. Her şeyi göze alıp, “Burcu” diye fısıldadım. Birisi bana bu gördüğümün hayal olduğunu söylesin. Burcu, gülümsedi. Muku’ya döndüm. Çünkü o da dikkatle bakıyor. “Gördün mü sen de?” “Gülüyoy…”

İnternet Canavarı bu aralar çok dertli. İnternette kız arkadaşını kaybetti. Süper yetenekleri olan Muku’yla birlikte, internetin köşe bucağını arıyor. Acaba Burcu’nun kaybolmasının ardında, timsah sever bazı arkadaşların parmağı olabilir mi?